11 Eylül 2014 Perşembe

İÇ BOŞALTMACA..

Meraba blog nasılsın?
Ben günlerdir ne kimseyi okudum ne de buraya yazdım..
Geldim şimdi, atarlandım sinirlendim,boşaltamam gerek sinirimi,zaten bu blogda baska işe yaramıyor,benim için iç boşaltmaca oldu burası,hazırsan başlayım mı??


Hani öğretmen olmak istiyorum ya, hani pırıl pırıl öğrencilerim olacak ya, ben onlara ışık olacagım ya,öğretmenim diyecekler bana, aileleri hocanım diyecek ya, onlara öğrettikce mutlu olcam ya,ilerde haberlerini aldıkca cok ama cok sevincem ya, onlar benim kapanmayan amel defterim olacak ya hani,agzımıza etti bu Milli Eğitim,TBMM,RESMİ GAZETE VE SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ agzımıza....!!!

Tam bir aydır hergün yeni bir haber ,duyum atraksiyon ile yaşamak, hayallerine bukadar yaklaşmışken ülkenin en tepesinden en alt tabaksının da dalga gectiği caanım öğretmenelrin şu 2014atamalar(gerceklEsemedi) ne cektiğini bir bilseniz.. ben ülkemi seven,öğretmen olmak için can atan, insanlara güvenen,güvenmeye çalışan bir öğretmen adayıyken söver oldum dünyaya da bu düzene de...

Bir öğretmen günlerce twiterda senini duyurmak için etkinliklere kayılıp gece de 200 300twit atar mı?
Bir öğretmen sabahlara kadar Meclis tvyi izle mi?
Bir öğretmen Resmi gazeteyi böyle bekler mi?
Bir öğretmen yetkililerden hiçbir acıklama yapılmadıgı için  ne idüğü belirsiz sacma salak o memur haber sitelerini takip eder mi?

en son bugün bütün ajanslarda bültenlerde kontenjan acıklancak dediler,,,dört bir yandan haber geldi gözün aydın diye, ama ne oldu gecenin 2sine kadar dokuz dogurdu 323bin öğretmen ve ailesi..
,yine hüsrann,,yine iş bilmeyen adamlar, yine umut tacirliği, yine umut sacması gerekirken kalbinde inancı sönmeye mahkum edilmiş yepyeni öğretmenler..

hatırlarsanız 2010 öğretmen atamaları da hizmet aşıgı paraleliler tarafından sorular çalınmış ve taa kasımda atama olmusut,,,ozamanları yasayan abilerimizi ne diyor biliyor musunuz? bu yıl cekilen çile 2010dakini gecti..Hani kabus görürüz ya,çıkış yolu ararız,bir ışık,bir kapı,ama dardır, karanlıktır bunalırsın yolunu bulamazsın..Öğretmen atamaları aynen bu!.


YAZIK DEĞİL Mİ?
 NE ÜMİTLERLE BEKLİYORUZZ..ÜMİTLERİMİZ KIRILIYOR ARTIK SABRIMIZ TAŞIYOR....

2014 benim için inanılmaz bir yıl oldu..bütün bildiklerimin tepetaklak oldugu,inandıgım her kapının ardının zannettiğim gibi olmadıgı,iyi dediğim herseyin pisliğinin gözüme sokuldugu bir yıl oldu...meclis tvyi izlemek de apayrı bir tecrübeysi,vekilleri gördükten sonra acıdım halime,halimize....yazık güzel ülkeme,siyaset ugruna ne canlar yanacak daha?torba yasasında öğretmenin,somada sehit madencinin işi neydi?
Vallahi yarın seçim olsa oyum kime olur bilemiyorum..öyle karışık öyle zor ki.
Muhalefet afederseniz kıçını toplayamıyor,ülkemizde malesef rekabet yok,arz olmayınca talep de olamıyor,iktidar kimden cekinsin ki, ya da iktidar niye daha iiyi olayım desin ki?nasıl olsa muhalefet uyuyor...

off zormuş be büyümek...küçükken tek derdim patatesin en kızarmışını yemek,yeni çıkan şarkıyı kuzeninden önce dinleyi ezberlemekti..

Çok istiyorum nan öğretmen olmayı,ama bugün ama yarın hayırlısı neyse o olsun ama gönlümdeki belli,,,ALLAH utanırdımasın ama daha fazla,artık kimse öğretmenleri sınamasın...

Öğretmene yapılan hakeret geleceginize yapılan hakarettir.
ülkem için aydınlık günler diliyorum,istiyorum ama korkuyorum da...
bana bazı kapılar kapndı biliyorum..cok da kırıldım..
bari bu kapıyı kapatma ALLAHım bari bu kapıyı kapatma..

bu yazıyı okuyan herkesden dua istiyorum,sabır için hayır için...
                                                                           
                                                                                               çiçeklerini bekleyen bir öğretmen.





21 Temmuz 2014 Pazartesi

TÜM ÖĞRETMENLERİMİZ İÇİN DESTEK #78milyona78binöğretmen

An itibariyle twitterda  cocuklarımızın öğretmensiz ve öğretmenlerimizin öğrencisiz kalmaması için etkinlik baslattık.

Twitter hesabı olan bütün arkadaslardan destek bekliyoruz :)

hashtagimiz ---->  
Bütün öğretmenler hep bir agizdan 
hashtagleriyle bu akşam10 twitterdayız.

25 Haziran 2014 Çarşamba

BLOG KEŞFİ : BİR ANNENİN DOĞAYA ÖZLEMİ

Merhaba :)) nasılız bakalım Ramazan arefesi? 
Bikaç gün önce malesef gıda zehirlenmesi yasadım..şimdi iyiyim.. ve calısmalarım aksadı malesef,kpss kapıda ama hasta olunca pek calısamadım ve blog turuna cıktım!
Blog sana ne kazandırdı diye sorulsa hiç süphesiz değişik,farklı insanların hayatına misafir olup onları tanımak oldu derim... Belki birebir görüşebilme reelde tanıma fırsatımın olmadıgı  insanları okuyorum,tanıyorum...onlar beni tanımasa da.. :)
cook farklı fikir ve hayat tarzımız olsa da.. :)

instagramdaki,blog,sosyal medyadaki  o mükemmel,süslü sofralar,süslü hayatlar,inanılmaz planlaşmış,müthiş etiketlere sahip hayatlardan sonra bir blog kesfettim ki doğal hatta doğallığı biraz da (bence) abartmış bir blog, bir hayat keşfettim! :))

Düşünün ki ikinci bir doğumda aynı bir hayvan gibi davranacağım diyen bir anne..
Bebegini evde doğuran,
Yıkanabilen bez kullanan,5 aydan itiraben tuvalet alışkanlığını kazandıran
Çocugu ateşlendiğinde ateş düşürücü veya soguk su kompresi vs yapmadan akışına bırakan 
Çocuklarını aşılatmayan, aşıya karsı olan..
Çocuklarına limon suyu ve sarımsak içirten, akşam kocasıyla sirkeli ballı su içen 
Ekmeğini,yoğurdunu kendi yapan bir anne..


hmmm aslında takdir ettiğim kadar eleştirecegim yönleri de olabilir ama derdim kimsenin hayatını eleştirmek değil.. bunca paketlenmiş,makineleşmiş hayata  enteresan bir bakış oldu,benim için..
Evde ekmeğini yoğurdunu yapması cok güzel, biz de hep ev yapımı yoğurt yeriz markettekilerden bin kat lezzetli :)
Ben anne olsam dayanamam herhalde cocugum ateşler içinde yanarken veririm şurubunu, zira gecen gece kendi zehirlenip kusmalarımda bile cok panik oldum..
ya da o bez tuvalet alışkanlıgını meselesini de takdir ettiklerimden.Zira evimin önü bebek bezleriyle dolu ki bundan oldukca rahatsızım..üstelik cocukların o bezleri istedikleri kadar geliştirsinler yine de cocukların rahat oldugunu düşünmüyorum..
Aşı meselesi karışık ama aşısız cocugumu sokaga cıkaramazdım herhalde.. 
Hayvan gibi doğum yapmak korkunc bir fikir gibi geliyor..ben hayvan değilim. ama hastanelerdeki doğum halleri de doğaya aykırı buluyorum,yerçekimine karsı kadınları doğurması en az hayvan gibi doğum yapma fikriyle eş..ikisi de hic cezbetmiyor...
anne olmak zor iş yaa bir secim yapmak,zararlı herseyden korumaya calısmak ucu bucagı olmayan bir dünya..neyse asıl konu için ben sizi Öykünün bloğuna ışınlayım tık tıkk kendisini tanımıyorum ama tanıdıgım en ilginç anne ilan ediyorum! :)) 
öykü=doğal 
ve benim için ; blog = değişik hayatlar

sizin de var mı böyle takip ettiğiniz,keşfettiğiniz ilginç hayatlar? :)

Sevgilerimle

14 Haziran 2014 Cumartesi

ZOR KIZIM EFENDİM!

bazen düşünüyorum da benim çoooook büyümem lazım!
öyle ana baba evinde bazıları büyüyemiyor
öyle pamuklara sarılmıs babaevinde büyüyemiyorsun!
ya da daha evlenmeden basına evlilik işleri dahi gelmeden nefret ediyorsun akraba kısmında!
en cok da hala,yenge tayfasından! sorumsuz amcadan! yalnız kalan cocuklardan! eltiden, görümceden!
iyi de ben daha ne evlendim ne de bişey yaşadım ama SIKILDIM!
ve sırf birgün basıma evlenme mevzuları gelirse görümce,elti ,kaynana tayfasınının ızdırabından kacmak için evlenmem! evlenmeden görümcem kaynanam eltim var gibi :/
sonsuza kadar razı olurum bir başıma yaşlanmaya
varsın geceleri üstümü örtecek bir eşim olmasın
varsın tek basıma sıcrayarak uyanayım yine,hep oldugu gibi.
ama olmaz! istemiyorum...
soğudum ben bu işlerden...hoş ne zaman yakın hissettim ki..
olursa da mucize gibi olmalı benimle evlenmek isteyen.
evvela özelime saygı duyulacak!bilhassa yatak odama,eşyalarıma benden izinsiz kimse girmeyecek dokunmayacak!
durması gereken yeri bilecek! mesela ben yakınlarım hakkında konusurum,anlatırım lakin kimse benim yakınlarıma tek bir kelam edemez! vermiyorum o hakkı!
insan olacak!baska insanlarını hakkını gasbetmeyecek! bagırarak konusup koca bir mahallenin gürültücüsü olmayacak!
kalabalık olmayacak!kalabalıklar içinde doğdum,büyüdüm lakin ne fıtratım ne ruhum taa bebekken o iğrenc kalabalığı kaldıramamış.. ve beni bebekken hep çok ağlayan kız diye bilirlermiş.. bebeksin el mahkum uzaklasamıyorsun ama şimdi ayaklarım var ve kacıyorum..hala o durumlarda içimde bi yerler aynı boğulmuşluk hissini yaşıyorum! ben huysuz bir bebek değildim oysa, sadece huzur,az insan ve sessizlik istiyorum...

ve kıskancım..en sevdiklerim bana surat asıp,başkasının yanında benim hiç şahit olmadıgım kahkahalarını,sohbetini hediye ediyorsa kıskanırım!
sorun yok ortada ama bazılarına güleryüz nasip olmuyor..ben gibi..

ve bana bunları veremeyecek bunları sağlayamayacak ya da etrafında aynen böyle insanlar olanlar ne olur uzak olsun...benden eş falan olmaz yaa..zorum ben napim...fıtratım bu, hassasım ve daralıyorum elimde değil...

blogların okunmadıgını son yazıma vermiş oldugunuz şahane(!) tepkilerden görebiliyorum..ve bu yazıyı nasıl olsa doğru düzgün gören olmayacagı için samimi duygularımla yazdım... olaki okuyucunun da içini sıktıysam hakkınızı helal edin...

9 Haziran 2014 Pazartesi

ŞU ZAMANIN FERİDELERİ ANADOLUDA MI ÖĞRETMEN OLANLAR ,YOKSA ÖZEL OKULDA MI?

  Konuya nereden gircegimi bilemiyorum..
Yazıp sildim habire, sonra karar verdim bazen en iyi giriş o anın ikilemini yazmaktır okuyucuya :)
Öncelikle uyarayım bu yazı oldukca uzun bir yazı, epeydir yazmak için fırsat kolladım,mevzu uzun konu derin,lütfen sabırla okuyup kıymetli fikirlerinizden mahrum etmeyin beni! :)




  Öğretmen oldum ya ben hani kepimi atıp geldim buraya..
Mezuniyet psikolojisi son sınıf halleri derken insan kendini karmakarısık hissediyor..
Düşünsene bir kac aya nerede uyanacagım belli değil..
Senenin karı ilk nerede tepeme düşecek belli değil..
Nerde edecegim sabahları ve nerde hayal kuracagım acaba :/
 Psikopatca bu durum beni hem heyecanlardıyor hem de cok ürkütüyor... :/
   Öğretmen olmak istiyorum dedim hep taa cocukken, öğretmen olcam Anadoluya gitcem tıpkı feride gibi derken, bitirdim 5 yılı! Artık hayallerimi yaşama, küçüçük hayatlara ışık olma zamanı geldi dedim..
Sevindim,sabrın sonu selametti ya hani, sabrın sonu yavrulara kavusmak, tıpkı bana  ışık olan benim kıymetli öğretmenlerim gibi  karanlıkları aydınlatan bir öğretmen olmak istedim..

          Farkettin mi okuyucum -dili gecmiş zamanlarla yazıyorum...
yoo pes etmedim hala öğretmen olmak istiyorum,ömrümden en cok istediğim seylerden biri bu,nasıl istememezlik edebilirim ki...
Ama hayat şartları öyle değil,bir kararla atama durumlarımızı içinden çıkılmaz bir kaosa süreklediler...ahh ne desem ki..
Herşeye ragmen cok yogun olmasa da ufak ufak calısıyorum kpssye bu arada sınava 26 gün kaldı... Atama olsa da ankaradan ailemden cokk uzakta bi yer istemiyorum, yurdun heryeri bir benim  için ama her yer ailem gibi değil..

        İşte bütün bu karmasık atanma meseleleri ve doğuda yasanan karısık haller sebebiyle alternatiflerimi düşünmeye başladım..Ankarada çok köklü bir kuruluşla iş görüşmem oldu. Büyüdüm okul bitti de iş görüşmelerine gider oldum..Sahi ben ne ara bu kadar büyüdüm ya? İlk iş görüşmem olmasına ragmen çok iyi geçtiğini hissettim, 1 saat sürdü mülakatım, yabancı dilde pedogojik bilgilerimi sınadılar, enteresan sorular sordular ( evli misin?, araban var mı? herhangi vakfa, derneğe üyemisin? vs..) bunca soru karsısında içten içe afalladım, alışık değilim ,oha şeceremi de anlataydım adem as baslayıp diyecektim ki, anladım maksatlarını tabi :) diksiyonuma bakarken beni tanıyıp okulun misyonununa uyup uymadıgımı ölçtüler herhalde.. 2100maaş + stajyerlik + skk dediler! ben de şartlar ve okul olmak istediğim kurum, lakin acık konusayım ben; atanma durumlarım var, ailemle istişare etmeliyim dedim :) yarıyolda bırakıp kurumu ve öğrencileri madur etmek istemem dedim. Stajyerim ama iş ahlakı bende! :D

Akşam babam tv karşısında çayını içerken gectim huzuruna, baba dedim,ben artık büyüdüm, senlen konusmam gereken bir mesele var! ( abooo! o nasıl cümle ,ay adamın aklına ne gelmiştir acaba?!!  :))
- aha koca buldu bu kendine!
-kesin sevgilisi var!
-dansöz mü olmak istiyor? manken?!! ahahah yok ya hu olmaz öyle seyler bizde tövbee, baba ya ben iş görüşcem dur hele, iç konuşmalarımızı bırakalım gercege dönelim)İş görüşmemi anlattım, babamın ankarada kalma ihtimalim üzerine sevinecegini düşünürken bana '' sen kpssye calısmıyor muydun'' dedi!!!, allah allah daha bir kac ay önce ankara dısına gitme diyordun hani?... vay anasını! neyse efendim pedercim diyorki sınava gir duruma göre bakarsın, ok dedim, ah dedim baba dedim beni, fırtınadan fırtınaya sürüklüüyorsun dedim, anladık kız babası mevzular zor ,lakin bırakma beni araflarda kayboluyorum dedim (içimden! :)  )

 ********************************
Sonraki gün beni kurumdan aradılar!
Çok begenmişler beni, çalışmak istediklerini, okula uygun bir eğitmen oldugumu söylediler.Lakin ben acıkca dedim en bastan ' eger atanırsam giderim!' bastan söyleyip dürüstce konusup iyi mi ettim bilemiyorum ama aksini yapamam, gidecegimi gizleyip diğer insanlar gibi arkamdan insanları madur etmek istemem.hele ki cocukları... neyse efendim tek sorunumuz buydu kurumla..ben şartlı sözleşme yapalım dedim, onlar düşünün deyip kadroluya ikna etmeye çalıştılar..düşündüm ailemle istişare ettim ve sınava girmeden bu belirsizlik hakimken insanlarla sözleşme imzalayamazdım, bana yakışmazdı.. Kabalık bir komisyon görüşmesinin tam ortasında kaldım.. çok şekerler ama koca koca adamlar beni ikna etmek için neler dediler  neler... :))

-hocam kpss ne zamandı?
ben - 5 temmuzda
-   o gün pusu kuralım size, bizimle çalışın!hocam pedogojik acıdan donanımlısınız, tam istediğimiz bir eğitmensiniz!
ben-    ! 0_0 :)))))

-ösymde tanıdıklarımız var, engel olalım atanmanıza ,atanmayın hocam :p
ben- ! 0_0

-hocam öğrencileri kendinizden mahrum bırakıyorsunuz..sizi bize sorduklarında ne diycez? :/ :))
ben - ehehe :)) tanışmıyoruz ki henüz *_*

Böyle enteresan bir okadar da mutlu oldugum ama prensiplerimden vazgecemediğim bir görüşme oldu ,lakin ikna edemediler beni.Onlar istiyor ki atanmayım, ben hep onlarla çalışayım. Ben de diyorum ki; atanma ihtimalim var böyle bir ihtimalle kimseye söz veremem... eylül ayını bekleyelim benim atanma durumlarıma göre irtibata gecelim dedim. Not aldılar kpss acıklanır acıklanmaz arayacaklar beni.. Bu arada tebrik ettiler beni ''hocam cok erdemlisiniz genc yaşınıza ragmen, burda cok görüşme yapıyoruz ama dürüst olan cok az...'' 
Duruma göre eger kısmetse, kpss olmazsa, cok büyük ve ankaranın büyüklerinin cocuklarını verdiği o özel okulda çalışacagım.. sonuç olarak kpssye çalışıyorum sınav durumuna göre o kurumda olacagım..hiç bir tahmin yok aklımda...

Ben bu kararımı acıklayınca bizim küçük hanım demesin mi '' ne oldu feride, hani atanıp gitcektin Anadolu'ya??! ''
Bak hele laflara bak hele, benim gibi öğretmene denir mi bu ya? :/ ben sınava girdim de gitmem mi dedim? atamaların içine ettiler afedersiniz, 40 bin öğretmen atıycaz deyip herkes birbirinin alanında derse girer oldu... en azından kendi alanım için işler hayli karışık.. 

ÖZEL OKUL/ KOLEJLER                                                            
*ortam, imkanlar güzel                                                                  
*sınıf mevcudu az
*ankarada ki en iyi okul(benim görüştüğüm yer
 vekil bakan cocuklarını gittiği bi kurummuş sonradan 
öğrendim)
*kendimi geliştirebilecegim iyi cevre edinirim
*alanımla ilgili çok özel projelere daha stajyer iken katılabilirm
*ailem ankarada oldugu için konaklama vs masrafı olmadan
 para biriktirebilirim
*ailemden sevdiklerimde ayrılmamış olurum
*mesai saatleri devlete göre çok uzun, tempolu..
*tembellik yok, sürekli denetleyenler var basında ve bol 
materyalli ders anlatımları olacak mesala
*iş garantin yok! özellerin en büyük sıkıntısı ( benim görüştüğüm
 kurum buradan emekli olmanızı isteriz diyerek bu konuda da ikna ettiler)


DEVLET OKULLARI
*mesai az, denetleyen yok,
*tek düze anlat,materyal falan isteyen yok,yapsan da hocam bukadar ne gerek var diye yaşlı kıskanc öğretmenler..
*iş garantin var, devlet baba sağolsun büyük bir suc işlemedikçe kimse sana dokunmaz

*hayalim hep devletti( öğretmenliğin hep kısıtlı imkanlarda olduguna inanırdım..tıpkı normal doğum yapan sahici annelerdir, sezeryan yapanlar anne değil diyen babaanneler gibi.. oysa her anne annedir her öğretmen de her şartta öğretmen değil midir?özel okul ve devlet okullarını karşılaştırırsak; bir taraf manevi ,diğer taraf maddi yönden kısıtlılıklar arasında kalmıs çocuklar değil midir? )Öğretmenlik peygamberlik mesleği değil miydi, şimdi bu zamanda özel okuldaki maddiyat içinde yüzüp maneviyatları mahsun olan çocukların öğretmeni olmak, onları hakikatle buluşturup hayattaki en güzel duyguları manevi zenginlik oldugunu o tazecik kalplere işlemek,öğretmenlik değil miydi?


*bölümüm sebebiyle atanacagım okulda sevilmeyecegim, zira atanmıs hiçbir öğretmen arkadasım bu konuda rahat değil, bildigin istenmeyen öğretmenleriz..
*Ankarada olup devlete atanmak imkasıza yakın diyebilirim..bu demek oluyor ki yeni şehir uzak diyarlar, ev masrafları,faturalar vs.. para biriktiremem,doguda olursam son olaylar (cocukların kacırılması vs) güvende hissedemem kendimi :(  ordaki cocuklara,dünyadaki bütün çocuklara canım kurban ama ahh o büyükler....


Kafam karma karışık....
ve büyük bir risk aldım, belki de özeldeki o kurumun kadrosu eylüle kadar dolabilir, dürüstlük ettim vicdanım rahat, hayırlısı olsun...

Bu noktada söyleyecegim cok sey var... beraber burda konusalım, sizlerle istişare edelim istiyorum! Biliyorum cevrenizde cocuklarınız var, belki anneler,ablalar, teyzeler,babalar, abiler var ve sizlerin de tecrübelerinizi şu zamanda çocugumu devlet okuluna mı yoksa özel okuluna versem diye düşünenlerimiz var aramızda... Ya da benim gibi devlette mi özel bir kolejde mi çalışsam diye düşünenleriniz vardır...Fikirlerinizi bekliyorum....
lütfen  yazın bana, öğretmenliğin yeri mekanı var mıdır?
tavsiye edeceginiz yanlış düşünüyorsun bak bir de bu taraftan bakmalaısın diyeceginiz her türlü fikre acıgım...
  Sevgilerimle...


8 Haziran 2014 Pazar

ÇİCEĞİ BURNUNDA ÖĞRETMEN = TAZE MEZUN,TAZE İŞSİZ

Selaaam :) epeydir yokum buralarda, yazmak istediğim içimi döküp sizlerin fikirlerini de almak istediğim cok mesele var ..malumunuz bu kız kepini cübbesini attı, son finallerine girdi ve ilk iş görüşmesine gitti!Tamam tamam sırasıyla yazacagım herseyi..

Öncelikle mezuniyetten başlayalım..1gece öncesi nasıl gergindim şahitsiniz,yazmıştım şuracıkta tık tıkk

Sabah erkenden uyandım,gece boyu rüyamda mezuniyet töreni nasıl olur temalı birbirinden enterasan rüyalarla sabahı ettim :) Abartılcak bişey yok altı üstü yarımsaatlik bir seromoni ama insan hayatındaki en kıymetli anlardan biri oldugu için insan biraz tedirgin oluyor haliyle. Bir de şöyle bir nokta var ki ben insanların benim için toplanmasına alışık değilim,sanırım encok işin bu yönü gerdi beni..En basitinden doğum günüm bile kutlanmaz ve alışık değilim öyle kalabalıkların başrolü olmaya :)Ailem,halam,kuzenlerim geldiler.. Kampüste arkadaşlarımı buldum hemen,herkesin yanında ailesi ellerde çiçekler,üstümüzde maviş maviş gazi cübbeleriyle.. Ailelerimizi salona yerleştirdikten sonra biz de kulise doğru yol aldık.Kulis kısmı cok eglenceliydi.Çıkış sıramızı olduk,keplerini düzeltmeye calısan süslü kızlarımızın ayna yarışı ve erkeklerin keplerini başında tutmak için elinde agzında tel tokaları görmek pek keyifliydi :)
Tören başladı sırayla girdik sahneye,fon çalan müzik berbattı ya adını hatırlayamadıgım bir dizinin müziğiydi ve salon ne kadar sakindi kulise göre :) cok resmiydi lan! İbrahim hocadan mezuniyet katılım belgemi aldım.Herkes sırayla çıkıp yerini aldıktan sonra da mezuniyet andımızı içtik vee 5 yılı keplerimizi fırlatark tamamladık hamdolsun...

Çabuk geldi geçti edebiyatları yapamayagım.. Bir cok aksiliğin,saçmalığın, habire değişen kararların,öğrenci-hoca tartışmalarının arasında kaldıgım lakin çook büyük tecrübeler edindiğim bir 5 yıldı..İyi kötü gecti gitti..Okulumu,bölümümü hala cok seviyorum ama insanlar yoruyor okuldan,derslerden cok :) Aslında ben cok uyumluyum, yani kimseyle tartışmam,münakaşam olmadı ama bunların baskaları tarafından gercekleştiği bir ortamda dahi olmak istemiyorum..Üniversiteye yakışmıyor bu kadar ucuz ve bayagı haller..


Finallerim de bitti, hamdolsun iyi gelecek sonuçları da.. 

Artık mezunum, öğretmenim, işsizim :/
Agustosda 40bin öğretmen ataması var lakin bu benim ne derece işime yarayacak bilemiyorum çünkü kahrolsı büyükler bir kararla bu hakkımızı elimizden alıyor..(bu durumu acıklayamıyorum burda,azınlık bir bölümdeyim ve ifsa olmak istemiyorum, dua edin bana hayırlısı olsun)
Bu gelen kararla kpss calısmalarımı biraz askıya aldım..ama yeniden son ay basladım calısmaya...

not:!!! İzleyiciler bölümümde bir sıkıntı var efendim, bilen anlayan blogger arkadaslarımdan yardım istiyorum!!!

Şöyle ki izleyici gadgetım görünmüyor ve şöyle bir yazı var orda ''Maalesef...
Bu gadget hatalı olarak yapılandırıldı. Web yöneticileri için ipucu: Lütfen "Friend Connect Ayarları - Ana Sayfa URL'si"nin bu sitenin URL'siyle eşleştiğinden emin olun.''
Bu ne demek oluyor?? nasıl düzeltebilirim, bişey anlamadım, hayrına bi el atın :)

12 Mayıs 2014 Pazartesi

BU BLOGDA MEZUNİYET VAR! *_*

Yarın bu kızın mezuniyet töreni var....
5 yılın acısını kepimi hunharca atarak almak istiyorum..

Altı üstü bir tören ve bikaç kare fotoğraf için neler yaşadım neler..
Zormuş bu işler ya..çok ters gidiyor herşey! Bir mezuniyet buysa ben düğün nişan telaşlarını tehayyül dahi edemiyorum O_O
,insanları aileni memnun etmek,
Cimri ve ultra fakir okulumuzun verdiği toz bezinden hallice kep,cübbe torbasından en saglam, en az bol kebi cübbeyi  bulmak.. :) o okul bknz.gazi üniversitesi
 özenle aldıgın eteğine arkadaşının ojesinin dökülmesi,
 annenin çagır onu da ayıp olur dediğine, babanın gürleyerek bu düğün mü ne milleti çağırıyorsun laflarını işitmek... [ hayatınızda görüp görebilceginiz,kalabalıktan nefret eden, şaaşadan hiç hazetmeyen ben (!) insanları mezuniyet
törenime davet ediyorum.. ailemle aynı şehirde üniversite okumasaydım böyle olmazdı aa dostlar, yarım saatlik bir şey için insdanları yormaya cekiniyorum ama bu hala,teyze ,kuzen tayfası pek bi istekli...gelin anasını satayım,miss gibi sabah uykunuzu bölüp,hunharca kep atışlarımı izleyin! güzel fotoğraf cekmeyeni,çirkin cekenleri rektörlükten atarım! :P  ]

süslenip püslenip bir güzel hazırlandıgın bir günün Ankarada hiç olmadıgı kadar yağmur yağması, güzelim elbiselerinin çamurla karışık su olması,ve nihayet insafa gelen fotoğrafcının rektörlük cekimlerimizi ertelemesi...
diploma notuna göre hazırlanan giriş listesinin son günde türlü zıttırık nedenlerden (sevgili,kanka vs) altüst olup sonlara doğru cıkacak olmak..
bölümün ağa babası hocalarımın törene katılamayacak olması.. :((((

dua edin: ayağım takılıp düşmeyim sahnede... :))
adımı anons ettiklerinde saniyeleri tuturup zamanında cıkayım sahneye... :)
temsili diplomamı veren hocam tokalamasın benlen... leyse caiz! :)
eşarbım çabuk olsun, düzgün dursun,hiç bozulmasın..:)
gelmemesi muhtemelen olan hocalarımızda bi zahmet 5 yıllık öğrencilerinin törenine katılsın.. :)
ojeli kızlar ojelerine sahip çıksın. :)
aylaynırım eşit ve düzgün cekeyim.. :)
en mühimi güzel hatırlacak güzel anılarım olsun.......

20 Şubat 2014 Perşembe

SÖZCÜKLERİN KÖKÜNE KIRAN GİRMİŞ!



bir kitap yazsan ya bana..sözcüklerin esirgenmediği hakikatin apacık izhar edildigi gururdan ihanetten uzak..
anca o zaman dinerim ben anca o zaman gecer bu deliliğim,delice hallerim
sözcüklerin esirgendiği ıssız çölün bedevisiyim ben
karanın görünmediği ummanda..!
tek bir kitap var,işte odur dermanım
iyiki müslümanım ve iyiki Kuran var..
sözcükleri esirgemeyen Rabbe bin hamd-ü sena..

16 Şubat 2014 Pazar

İÇE DÖNÜŞ

Facebook,twitter ve blog gibi sosyal medya hesaplarıma bir süre ara verme,uzak kalma kararı verdim.
Çok aktif olmasam da yine de uzak kalmak bana iyi gelecek inanıyorum.
Daha çok okumak,daha çok keşfetmek ve düşünmek için hayatımda çok da ehemmiyeti olmayan mecralardan biraz uzak kalmak en doğrusu.. (blogumun yeri ayrı lakin,biraz diinginleşmeliyim ;) )
Şimdi yalnız kalma,daha çok okuma,çalışma ve yenilenme zamanı... :))
 kendinize iyi bakın, dönüşümün muhteşem olur mu bilmem ama daha hayırlı olsun,tek temennim bu;Allaha emanet olun *_*

14 Şubat 2014 Cuma

GÜL İLE SUYUN HİKAYESİ

    
      Günün birinde bir gülle su karsilasir ve arkadas olurlar. Ilk önceleri arkadaslik olarak devam eder bu durum. Tabiki zaman lazimdır birbirini tanimak icin. Gel zaman git zaman gül o kadar mutlu olur ki bu arkadasliktan ve birlikteliktenmutluluktan ici icine sigmaz artik ve anlar ki suya asik olmustur. Hayatinda ilk kez asik olan gül burcu burcu acar ve etrafa kokular sacar. Suya dönüp der ki birgün sevgili su seni sevdigim icin böylesine degistim actim ve etrafa kokular sactim yalnizca seni sevdim diye.

    Öyle zaman gelir ki artik su da icinde güle karsi birseyler hisetmeye baslar. Zanneder ki güle asik oldum. Günler ve aylar birbirini kovalar ve gülü sevdigini zanneden suartik eskisi kadar ilgilenmez gül ile. Gül ise "acaba su beni artik sevmiyor mu" diye düsünmeye baslar. Cünkü suyun kendisine olan bu ilgisizligi onu üzmeye baslamıstir. Icin icin bu soruyu sorar kendine. 
 

    Birgün gül suya der ki  biliyormusun ben seni cok seviyorum. Su bende seni seviyorum der. Aradan zaman gecer ve gül yine suya seni seviyorum der. Su siradan bir ifadeyle "ben de" der. ama gül bu sözde sevgiyi hissedemez. Bu siradanlasma gittikce sürer ama gül sabirla hep "seni cok seviyorum " der suya. Ama artik öyle bir duruma gelir ki gül etrafa o güzel kokuyu sacamaz ve burcu burcu acan dalları solmaya yüz tutar. Kendini toparlar ve son kez suya "biliyormusun seni hala cok seviyorum" der göz yaslari icerisinde. Su da ona döner ve yine o bildik ironik ve umursamaz edası ile "üff söyledim ya ben de seni seviyorum diye" der.
Gün gelir gül yataklara düser. Cok hastalanmistir gülrengi solmus cehresi sararmistir gülün. Yataklardadir artik. Su ise basinda bekler gülün yardimci olabilmek icin onu cok seven ve sevdigini her firsatta söyleyen sevgili dostuna. Ama bellidir ki artik gül ölecektir. Ve son kez zorlukla basini döndürerek suya der ki " biliyormusun seni ben gercekten seviyorum ve senin bilemedigin kadar sevdim üstelik"Cok hüzünlenir su bu durum karsisinda ve son care olarak bir doktor cagirir. Nedir sorun diye doktor'a sorar. Doktor muayene eder gülü. 

Muayeneden sonra söyle der :
"Hastanin durumu ümitsiz artik elimizden birsey gelmez"
Su merak eder kendisini bu kadar cok seven gülün ölümüne sebep olan hastalik nedir diye ve sorar doktora 
"hastaligi nedir ki sevgili dostumun" diye. 
Doktor söyle bir bakar suya ve der ki
"Gülün bir hastaligi yok dostum hic dikkat etmemissin galiba sevgili dostuna bu gül sadece susuz kalmisölümü onun icin der"
ve anlar ki su artik sevgiliye sadece seni seviyorum demek yetmemektedir. ama artik cok gectir.

7 Şubat 2014 Cuma

MUTLU OLMAYI SAHİDEN BİLİR MİYDİM?

Ben aslında mutlu olmayı da bilirim.. cok mutlu ve deli..
Yağmurda su birikintilerinde zıplayarak yürümeyi severim..
Pamuk şeker yemeyi,fırfırlı şemsiyelerle yürümeyi..
Uçan balona binmek en renkli hayalimdir mesela..
Balonun  altında sepette oturup gökyüzünde kollarını acarak çığlık atmak..!
Hemen olsa keşke,gökyüzüne söylemek istediğim şeyler var,konuşacak çok şey birikti
Kocaman sofralar kurmak istedim,rengarenk ve bütün acemiliğimle..
Ben aslında mutlu olmayı da bilirim..

Kitapları çok severim,nefesim ruhum ömrüm..
Beni hiç bırakmayan sadık sessiz dostlarım..
'Çeyrek saatlik okumanın gideremediği kederim olmamıştır'demiş biri..
ahh ne doğru demiş o biri..

Makyaj malzemelerini,kremleri,losyonları da severim
Sürdükçe mutlu oluyorum çünkü,kuru tenim nemlendikçe pürüzler azaldıkca azalıyor kederlerim
Mis gibi kokuyorum mesela.. bir gün böğürtlen, bir gün çilek, bir gün yasemin..


ben aslında mutlu olmayı cok iyi bilirdim,şimdi unuttum
hiçbişey kokmuyorum,balondan korkuyorum,pamuk şekeri niye bukadar çabuk bitiyor?
ya ıslanmış çamur olan paçalarım?





1 Şubat 2014 Cumartesi

TRAVMA...


Ahh ahh! Uzatsam ya elimi çeksem yıldızları bu tarafa,alsam okyanuslardaki balıkların kuyruguna baglasam?

Sonra kuzey kutbunu cekip güney kutbuyla tokuşturup,kuzeyi güneye güneyi de kuzeye göndersem???

Agacları kökünden söküp dallar üzerine gömsem???

Su birikintelerinde zıplasam tepinsem, bir uçurumun başına gitsem bagırsam bagırsam bağırsam ama bir daha duymasam kendimi?

Yine cocukluklugumdaki gibi eksem papatyaların sarı yerlerini, beklesem yine yeniden papatya çıkar mı? Yeniden yeşerir mi ümidim?

İcime leyla ile mecnun kactı..biyerlerde hep Ferdi Tayfur çalıyor... (?!)



24 Ocak 2014 Cuma

KAÇMALARA ALIŞIK BİRİ İÇİN KALMAK NEDİR BİLİR MİSİN?

Kaçmalara alışık biri için kalmak nedir bilir misin?
Ardına bakmadan kaçmayı,kestirip atmayı,bırak bukadar ilerlemeyi sözünü dahi ettirmeden topuklayan biri için şimdi kalmak, kalakalmak ve kaderini hissetmek ne karmaşık duygu yarabbim!
Boynumda doğum günü hediyem,masamda kırmızı gülüm..herşey şeffaf,aleni..yo dostum yoo bunlar benim alışık olduğum haller değil.. Tamam şımarıklık etmenin alemi yok..Mutluyum lakin karmakarışığım.. :/ 
Korkuyorum ve onun burnundan getiriyorum.. Çünkü nasıl davranacağımı bilmiyorum..çok utanıyorum :/
Çook meşgul bide. ne bileyim yani  bukadar mesgul olcagını..normal bir işi yok beyefendinin,böyle enteresan, ultra resmi,geniş ışıltılı koridorlar, heryerde korumalar ve kimlikle girilen binalar... nerdeyse bir kortej halinde ofisine gittim,odasında yoktu meşguldü beyimiz..baktım inceledim biraz etrafı,sıkıldım biraz masasına göz attım,bir sürü dosyalar ve önümüzde ki haftanın gündemini 1hafta önceden öğrendim!gündemin önceden öğrenebilcegin bol koşuşturmalı bi iş demek,senin ihmal edilmen demek! Sabahın 'günaydınsız; akşamın 'iyi akşamlarsız geçmesi demek.. Her hanımefendi gibi ilgi istiyorum lakin bu işiyle biraz zor.. Aslında uygunken vakti varken herşey güzel peri masalı gibi.. 

Annem biliyor;babama iise henüz cesaret edemedim.. :(( korkuyorum çünkü onunla bu konuları hiç açmadık ve ben biz hep okudugumuz için bu işler bizde hiç konuşılmadı.. Yakında buralarda bir fırtınaa kopacak;hem de ne fırtına! :(( hani Avarupa yakası dizisnde hümeyra bagırınca yastıklar perdeler uçuşuyordu ya işte babama anlatma hali gözümğn önüne gelince aynen o sahne canlanıyor :(herseye hemen hayır diyen,onaylamayan,hiç bir kararımda arkamda olmayan babama bu durumu nasıl izah edeceğim bilmiyorum :(( dua edin dostlarım,biraz taktik verin napacam ben bunlarla?  biri işkolik,diğeri dediğim dedik..hayatımdaki erkeklerle başım dertte.. Aman kaderimse elbet olur herşey,Allah ol derse olur..ve o benim kaderim..
Ha bi de daha yakın arkadaslarıma da söylemedim yaa ben niye bu kadar utanıyoruuuum ://

bi de ne biçim okuyucusunuz ya hu? biriniz de demiyor ' bre leyla sen hani kpssye hazırlanıyordun,öğretmen olmak istiyordun?' 
:( cık cık cık! hiç yakıştıramadım size,insan bir hatırlatır. Ben kpssye çalışmıyorum ve feci vicdan azabım var.Biri beni dürtsün,silkelesin bişey yapsın! ://

not:gece gece içi sıkılan kızı iç dökmelerini okudunuz!kıymetli yorumlarınızı gördüm lakin sakin kafayla inşallah yarın hepinize dönecegim *_*

7 Ocak 2014 Salı

MEVSİMLERDEN KIŞ DERKEN MEĞER BAHAR İMİŞ :))

heyy ben geldiiim :) çok özledim sizleri :/ telefonda ulasamadıgım blogerlar,evlenip blogunu kapatanlar ve bir de benim mesguliyetim derken ayrı kaldık ama geldimm :) 

Biliyorsunuz ki ben bu yıl mezun oluyorum,öğretmen adayıyım bir taraftan da kpssye hazırlanıyorum derken başka başka ( :))) ) mevzularla da kafam hayli doluydu.. :)

şu yazımda rüyamdan bahsetmiştim :) ve sonra çook kızdım..
 ve o kızgınlık anımda buraya şöyle bir yazı yazdım ''İstiyorum bişeyle olsun diye ama yaprağın bile kımıldadıgı yok..Mevsim kıştır belki ondandır bu durgunluk..Keyfimden olmaz demiyorum zaman sartlar beni buna itiyor,Allah kahretsin o şartlar birgün delip yıkıp geçmek istiyorum o gün geldiğinde asla şimdiki ben kalmıcak amann kalmasın aman!'' diye başlıyordu  ki son anda yayınlamaktan vazgectim,taslaklara gitti.. 

Peki şimdi ne mi oldu derseniiizz? :))
Buldum mucizemi buldum! :)))

                                                                    NAZAR DUASI
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ وَوَصَّيْنَا الْإِنسَانَ بِوَالِدَيْهِ حُسْنا""
وَوَصَّيْنَا الْإِنسَانَ بِوَالِدَيْهِ حُ

VE BEN ŞİMDİ O NE YAPIYOR, NEREDE,KİMİ DÜŞÜNÜYOR BİLİYORUUM :)


Dua bekliyorum herkesden Allah için hayırlı, güzel dualarınızı ve maşallahlarınızı esirgemeyin :) Rabbim hayırla kavustursun..ömrümü ömrüne katsın ve Serdar Tuncer'in de dediği gibi
Gel dese, gitsem. Birer kahve alıp yürüsek sahil boyunca; o sussa, ben dinlesem.Ve onu sadece Allah için sevsem.