30 Eylül 2012 Pazar

haa bi de Ekim'i çok severim....


O ayılıp bayıldığınız EYLÜL  de bitti gidiyor ben bu yazıyı bitirdiğimde ekim olcagız :)) eehehee hayat acı gençler reaslist damarım çoştu yine :) ekim garibim boynu bükük :/ ayy sonrada kasım aşk başkadır zımbırtısı var yediğimin AşkI!............

Keşke şuan elimde duran rengarenk dondurmam gibi olsa ya herşey :( Çilekli kısmını yerken hem çilek hem süpriz minik çilek taneleriyle mutlu olsam ya..

İçim daralıyor bu aralar, böyle pek keyfim yok.

Sanki bir dönüm noktasındayım

en fenası da acayip güçsüz hissediyorum

bugün hamamönündeyken kendime bir tespih alacaktım zor tuttu kendimi :)

küfür edesim var, ayıpçıl pis erkekler gibi olasım var! nedemekse?

traş losyonu kokusu gibi mesela..


kafam güzel yani! Güzel olması şu saate bunu dinlemekle ilgisi bilimadamlarınca çok güçlü olduğu söylenmekte!
 
ekim bense ,ekim sevdalısı olayım hadi
ne de olsa muhalafet olmayı pek severim
herkes gibi olmamak adına
herşeyin içine etmek benim yegane görevim!
haa bi de Ekim'i çok severim....

29 Eylül 2012 Cumartesi

ÇOKEŞLİLİK




Bu kavramı daha çook duyacağız. İnsan da nefis, sadakat, doyusuzluk olduğu sürece her yerde ve her dine mensup insan kılıfına uydurup bir şekilde çok eşliliği tercih ediyor..

Nasıl mı? Hadi baştan düşünelim. Evlisiniz aşıksınız, deli gibi severek evlendiniz her gün evinize koşarak geliyorsunuz, sonra bir çocuk katılıyor hayatınızıa o çok sevdiğiniz eşinizden ve yıllar geçiyor.. hiçbişe eskisi gibi değil, evet yıllar gecti evliliğinizin bilmem kaçıncı yılındasınız gecen yıllar size bişey katmamış, sadakat ve doyum gibi.. İyi bir statüdesiniz, para sizde maaş dolgun etiket desen o da tamam..

ve yeni hatun/erkek, yeni heyecan arayışındasın..

müslümansan şeriata sığınıp gavursan da zaten sal kendini seni tutan mı var değil mi? Ne de olsa bir kere geleceksin dünyaya..

Ve başlar..

İşte karşınızda yepyeni bi ten! hayır bunun da size yeteceğini sanmayın yepyeni tenler desek daha doğru..

Eşiniz bunu öğrendiğinde çocuğu için susup sineye çekecek, eger mesleği ya da arkasında duran bir ailesi varsa size restini çekip çıkp gidecek hayatınızda.Siz ise yeni tenlerde aradığınız bulmaya devam ediyorsunuz, ve boğuluyorsunuz..

Bir de bu işe fıtrat diyenler..
İnsanın fırtatında öfke de vardır,şiddet de vardı ve hatta öldürmek de vardır. İyi ozaman kafamı her bozulduğunda öldüreyim önüme geleni, nerde kaldı irade? Nerde kaldı huzur? Bir anlık zevk uğruna ne yuvalar yıkılıyor,Ya Rab!

Eşini seçerken aklın nerdeydi diye sorarlar adama! Okuduğum bir kitapta şöyle diyordu ''Eşlerinizi öyle seçin ki size herşeyiyle yetebilsin.Evlendikten sonra gözlerinizi dışarıdan esirgesin.''
Önceleri evlenecekleri erkekte yakışıklığı, kadında da güzeliğin aranmasını yadırgarken bu cümleyle kendime geldim.

Güzellik de yetmez elbet ama aldatacaksınız ya da estetiğe önem veren biriyseniz zevklerinize göre eş seçiniz. Siz kılık kıyafete önem veren biriyseniz ve eşiniz bunu önemsemiyorsa güzel giyinen adamlara/kadınlara bakarsınız elbet..

beğendiğiniz kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın; haksızlık etmekten korkarsanız bir tane kadın veya mülkiyetinizde bulunan câriye (ile yetinin); bu, adâletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır (Nisâ: 4/2-3). 
Dikkat ederseniz bu ayette adaleti sağlarsanız diyor. nisa 129.ayette ise tek eşliliğin en efdali oldugunu,uğraşsanız bile tam adaleti sağlamaya gücünüz yetmez buyurmus Rabbimiz. Ama gelin görün ki pek dindar çevreler öyle meşgul ki RaBB'İN buyurduğunun işine gelen kısmını alıp gerisi okumaya uymaya tenezzül etmiyor. Çağdaş insanların diline sakız oluyorlar.İslamı müslümanlardan değil Cat Stevens gibi Kuran-ı Kerimden öğrenin.

Fazlasıyla zor bir mevzu. Böyle bir yazı yazmak son okudugum kitap Sinan Akyüz- Piruze'den etkilenmem sebebiyle ortaya çıktı. Her kadın ve her erkek okumalı, dili asla ağır değil bunca meşguliyetime ragmen 4 günde okudum. Çokeşliliğin bir kadını nasıl yaraladığını öyle içtenlikle anlatılmış ki.. Ben ne evliyim ne bu konu da tecrübeli.. Lakin bu yaşıma kadar bir çok şeye şahitlik ettim. Kadın, evlilik, sadakat, kaynana, görümce meselelerine uzak olmadım bu nedenle. Kalabalık bir aileden gelen her genç kız evlenmeden evvel bilir bunları.Haliyle çok ümitli olduğum söylenemez, Allaha bıraktım ben de..
  not: bu yazı asla kimseyi kınamak için yazılmamıştır! Haşa büyük konuşmak haddime değildir. Nefislerin kölesi olmaya hepimizin yakınız malesef, Allah muhafaza. Sadece bu konuya dikkat çekmek ve beğendiğim kitabı paylaşmak adına yazılmıştır.

28 Eylül 2012 Cuma

ANILAR..


Sizde de oluyor mu bilmiyorum ama bana bir yerleri hatırlattığı için dinlemediğim müzikler var ya da gitmediğim yerler..

İzmir asla gitmek istemiyorum en sevdiklerim oraya gidince adeta mutasyona ugradı. Ve biliyorum büyük konuştum bir gün oraya yolum düşecek ve hatta orada yaşamak zorunda kalacağım..

Kitap hediye edilmesine bayılırım fakat sonra o kitabı hediye biri beni öyle kırdı ki, bana hediye edilen o kitabı ödünç verdiğim bir başka arkadaştan istemedim,o da bana iade etmeyi unuttu. Çünkü onu hediye edeni hatırlamak istemiyorum onu hatırlacak şeyler uzak olsun benden. Yokda ödünç verdiğim kitabı almasını bilirdim ben! :D

Bir park var, yine kalbimi gördükçe sıkıştıran..Hergün önünden geçmek zorunda olduğum, hep aklıma gelen kötü anılar..

Durak var sonra :/ Sonra bir sokak var gittiğim dersanelerden birine ait..Oradan her gectiğimde yine o sınav stresi ne olcam ben ya diye dolandığım ergen ruhum içime geri giriyor sanki..

Takılıp kalırım ben, geçmişin pençesinden kurtaramıyorum kendimi..Bundandır uzaklaşmalarım..Hiç haketmediği halde hayatımdan çıkardıklarım ya da çoktan çıkması gerekip de aklımın başına gelmesiylle defolmaları bundandır işte..

Düşünüyorum.. Ne İzmir'in ne kitabın ne o parkın ne o sokağın ne o insanların suçu yok...  Suç diye bişey de yok aslında. Sorun eşyalara,mekanlara yüklediğim anlamalardan sıyrılamam..

İlacı ne mi bilmem..

Yine uzaklaşmak..

Çook uzaklara..

Dünyada iyi anısı kalan yerlere doğru..

evet deliyim!


26 Eylül 2012 Çarşamba

uyuma millet!


Aman Allahım ne kadar sessiz burası yaa!
Çok sıkıcı, iğrenç pis.. :( Sanki ilk heyecanı yok.. Ben bu yeni blog işini sevmedim sevemedim..
Ama ne demiş bizim ginger star tarkan sev beniiii demiş, sevecegiz artık burayı da napalım..

Ayhh çok mesgulüm şu aralar acayip şeyler oluyor. Yok anacım sevgili nişanlı meseleleri değil :) Henüz onları düşünmek lüks,yasak,cıks! :D

Öğretmenlik ömrümün ilk deneyimini yaşayacagım sanırııım :) Baştan anlatmak gerekirse bugün çook eski bir hocamın yanına gittim. Beni epeydir davet etmişti,dün facede konuştum tekrar yine gel dedi peki dedim büyüklerimizi kırmak olmaz! Şimdi bu hocamla aramda epey ortak nokta var. Öyle bildiğiniz hocalardan değil, ben bildim bileli çok okur çok bilir, hala öyle maşaalllah..Artık öğretmen değil epey yüksek bir mevkide işi var. İşini burda tabiki söylemicem :)) Gittim çalıştığı yere waww! budur dedim!

Kapıda güvenlikler sordu hemen hoşgeldiniz buyrun dedim ben X hocama geldim. Peki hanımefendi asansöre binin 2kat..... teşekkür ettim ve cıktım asansörle. Hızlı yürümekten olacakki pembiş pembiş olmuş yanaklarım, sabah sürdüğüm allıkla bir alakası yok lütfen ;) Gectim hocam yerinde yoktu bekleme salonunda bekledim 5dk kadar geldi. Konuştuk epey, benimle aynı kurumda çalışmak istiyor hatta istediğim bir staj proğramında sanırım yardımcı olcak. En sevdiğim yanı da ben artık öğretmen değilim deyip arkasına yaslanan hocalardan değil! Nezaman bir durum olsa biliyorum ki çok yardım eder. Üstelik dersane hocamdı.Bana güzel kitaplar önerdi,hatta ödünçç verdi.

Ve benim ona özel ders vermemi istiyor!! :D Aslında hem sevindim hem tedirginim :/ Çünkü henüz 3.sınıfım,baslangıc ve orta seviyeye rahatlıkla anlatabilirim,okulda ne de olsa 4 yıldır yoğun bir proğram gördük. Fakat çok tecrübesizim. Plan yapmam lazım,basit anlatmalıyım çünkü başlangıç fakat ben cok öğreten bir öğretmen olcam galiba :) yok yok seviyeye göre hareket etmek şart bunun içinde çook çalışıp acilen plan yapmalıyım. 2 haftam var hocam yurtdışından gelince başlıyoruz hemen :) Hayırlısı diyorum artık.. Hayallerim gibi bi yerde ders verecegim o kurumun en yetkilisine benim hocam dediğim artık bana hocam diyor :)) Ahh be hayat ne garipsin..

Gec olmuştu izin isteyip kalktım, evime geldim..

Buaralar kafam çok yoğun.. 3.sınıfım ve alanımda bu yıl çokk ilerlemek istiyorum..katılmak istediğim stajlar var... ve ilk öğrencim.. :)

konuşmak istediğim şeyler var doldu taştı..
telefonumdan artık bloğa giremiyorum bu kötü oldu işte..
ne yeni bloğa ne de yeni blogger yüzüne alışmış değilm..
yenilikleri sevmiyorum sevemiyorum :/ Ahh Tarkan ahh '' sen razıyım sev beni'' dedikçe benden sana gelsin sevemedim ayrılığı :DD ahaha kafam güzel yaa yorgunluktan kulaklarım çınlıyor feci sacmaladım uyusam iyi olcak uyudu u umm uyuduuum sanki.. :*

24 Eylül 2012 Pazartesi

yine yeniden..

yarın okulun ilk günü..
17 yıllık öğrencilik hayatımın 17.okul ilk günü demek bu..
yine sinir stress demek..
yine emek verip bazen yıkılmak demek..
ve vee en önemlisi yine köşe kapmacalar içinde boğulmak demek..
ahh diyorum ahhh..insana kendi kadar zarar veren başka kim var şu alemde..

aslında ikilemdeyim ben..
okul olmasa bir hiçim günümüzde ki her genç gibi..
ama gidesim gelmiyor o okula :/
mutsuzum, en cok da tedirgin..
her dönem aynı cümleler '' bu yıl beni ne bekliyor?''..
bunu yazarken bile ellerim uyuşuyor..
dilerim allahtan son 2 okulda ilk günüm olur.
mezuniyete 2 yıl kala ben salak gibi mezun olmaya can atıyorum
döngüden sıkılan ruhum artık aynı şeyleri yaşamak istemiyor..
herkesle iyi ama herkesle dost değil..
tartışırsın,kırılırsın ama küsmezsin
bir gün onunla bir gün bununla oturursun belki de en rahatı bu
gecen yıl böyleydim rahattım

peki ya şimdi?

bir yandan güvenemediğim kaza gecirdiğini iddia eden ama kimseyi güvendiremeyen sonrada bana güvenmiyorsun sen zaten insanlara güvenmiyorsun diyen kız arkadaş

diğer yanda luzumsuz bir vatandaş.. aradan zaman geçse de onunla gözgöze gelmek sinirlerimi zıplatıyor

tek tesellim SON 2! BİTECEK VE BİTECEK!!!
..............................................................

Sinan Akyüz'ün Piruzesini okuyorum bu gece başladım ve 201.sayfasındayım maşaallah diyorum kendime umarım diğer kitaplarımı da su gibi okurumm
Bakın ne diyor PİRUZE?
''Erkeklerin en çok sevdiği kadınlar fahişe ruhlu olanlarmış. Halbuki biz bizi en çok seven için yaratılmışız.Erkeklerin asıl sevdiği kadınlar hep öteki aşıkları olmuştur.Belki buyüzden çok fazla yara aldım.Bir erkeğin çocuklarının anası olabiliyorsun ama o erkeğin hiçbir zaman aşığı olamıyorsun..''


                  Piruze-Şamda Bir Türk Gelin-syf.100

17 Eylül 2012 Pazartesi

BAKIN NE BULDUM SİZE! :) SANALDAN PARA KAZANILIYORDU YA ARTIK EGO DA TATMİN EDİLİYORMUŞ! :D

Merhaba efendim gece gece uyumayıp size yazı yazıyorum ee daha ne olsun değil mi? :)
Derdinize derman olmak için burdayım :) Duydum ki sevgiliniz yokmuş, ya da varmış da kalbinizi kırmış  bi de utanmadan özür dilemeye bile düşünemeyecek kadar öküzümsü odungillerdenmiş ya da bazı arkadaşlarımız ben bayılırım ki sürprizlere ama yapan yokki anacım diye vahlanıyormuş. Uyumadım yemedim içmedim size ne buldumm :))

Şimdi dediklerimi yapın o halde :)
1. http://www.obtampons.ca/apology bu linki tıkla
2. Çıkan sayfada your name kutusuna adını yaz :)
3.Ve sayfanın yüklenmesini bekle.......

Sonuç ne mi? Bakalım neymiş? Ben çok mutlu oldum valla, hadi bakalım ;)


14 Eylül 2012 Cuma

KEK YAPARKEN NEREDEYSE FİLOZOF OLCAKTIM ..

Daha öncelerden bilen bilir ben mutfak işleriniz sevmeyen 22 yaşında bir hatunum.. Sebebi annemin düşüncesiz olmalı. Şu yaşıma geldim ben hala mutfakta bi şekerin bi unun yerini bilmem :/ Çok sinir oluyorum arada ola ki ilham geldiğinde mutfağa girmeyi istediğimde ondan bağımsız bişey yapamıyorum. Neden sürekli eşyaların yeri değişir ki neden ama? Beni en sinirlendiren konu bu işte evin salonundaki koltuklarını ordan oraya değiştirebilirsin eyvallah ama evde bir genç kız varsa lütfen bi zahmet bu değişikliklerden onu da bilgilendirin.. Sırf istediğim malzemeyi bulamadığım koca tatilde sadece 1 kek yaptım o da biraz önce..Yapma aşaması öncesi hakikaten kabus gibi istediğim her malzeme 10dk sonra elimde oluyor ortalama 10 malzeme varsa mutfakta o malzemelerin toplanma anında böyle saçlarım tel tel oluyor, yemin billah çok gıcık oluyorum..Ve o zaman anlıyorum ki malesef annem bencil..Neden ben bilmiyorum ki o mutfak bir tek senin mi diye sormak istiyorum ama sormıycam.. Ve yine anladım ki benim kendi evime geçme vaktim gelmiş..Hayır hayır evlenerek değil tabi,sırf bunun için evlenilmez. Kendi evimi istiyorum artık tek başına yaşayacağım bir ev kimse olmasın yaa huysuz hatunum ben kurallarım var, mutfakta değişikliğe karşıyım abi! :D

NOT: sevgili kekim bak şu anda fırındasın ve adam gibi kabar bak hayatım senin elinde :( annem zaten beceremiyorsun demesin yine. ee bu yenilcek mi demesin! Noluur bak pofuduk pofuduk ol,zaten mutfaga girmeyi sevmiyorum. Ola ki biri kandırıp evlenirsem ilerde ki çocuklarımın yiyeceği kek sana bağlı..Ya pes ediş ya da denemeye devam... :)

11 Eylül 2012 Salı

KENDİME BAKMAM ZAAF DEĞİL YAŞAM FELSEFEMDİR :) Tamam be itiraf ediyorum kozmetik benim zaafım :D


Şu minnacık tatilimi nasıl degerlendirsem diye düşünürken  yazamıyorum pek :) Ehehe :) 3 yıllık üniversiteli hatun olaraktan yılda 4ay tatile alışmış bünyemiz.Ama gelin görün ki bu yıl yaz okulu denen meret yüzünden sadece 1 ay tatil yapmış olcam :/ ayın 24'ü sen hiç gelme otur oturdugun yerde! Ağzını burnanı kırarım desemde  yuvarlana yuvarlana gidiyoruz 24üne doğru.. ;)

Bu hatun kişi insanlarla uğraşmayı bırakmıştır efenim :) Eee peki napar bu kız? Bu kız bugünlerde kendiyle hayli uğraşır, yüz yıkama jelleri,losyonlar, maskeler, duş jelleriyle kafayı fena bozmuştur :) Koca bir yaz ordan oraya koşturayım aman staj,ödev,sunum, portfolyo, bi daha sunum, bi daha sunum derkeeeen  kendime bakamadım :/ Lekelenmeye ve soyulmaya fazlasıyla müsait  benim cildim. Neyse efenim sonuçta kozmetik bloğu değilim ama içimden geldi yazcam banane :))

Kız kısmı kendi bakmalıdır bi kere!Kim demiş beni begenen böyle begensin! Peeh! Anam ben o siyah noktaları kendimde görünce bile gıcık oluyorum kendime bi de el gözünde ne oldugumu hiiç konuşmayalım :D Hem çağımızın hastalığı olan dedikodu, çekememezlik gibi kötü huylarla boğulup insanlarla uğraşcagınıza biraz kendimizle uğraşalım. Güzeleşelim anacım gözüm gönlümüz bayram etsin değil mi?En baştan cildimizi temiz tutalım,mümkünse sabah akşam yıkayalım sonra gelsin tonik,nemlendirici :) haftada 2 kere banyo sonrası maske ohh :) ha tabi ki 5 vakit abdest suyu bunlara bedel onu unutmamak lazım ;) Üstelik çift etkili hem kalbinizi hem şeklinizi güzelleşetiren bu nimeti unutmayalım elbette..

Tatildeyken sadece şeklimizi değil kalbimizi zihnimizi de temizleyip güzel kitaplar ediniyoruz. Ben şuan elimdeki kitapları bitirme telaşındayım  :) Ama yine de eger 'ben okudum bak çok begendim sen de oku kız ansiklooo! :))' derseniz itinayla okunur efenim ;)

not 1: şu sıralar kore kozmetiğine taktım :) acil kore gezisi şart! hep kendileri güzelleşmiş ya hu bi iki buraya da gönderseler ya off off! :/ ( watsons pure beauty breahtening serisine başladım hadi bakalım :) bütün seriyi almak öğrenci bütcemi şöyle bir sallasa da kız kısmı bu  naparsın :)

not 2:O çift etkili abdest suyundan kendimi çoğu kez mahrum ediyorum itiraf ediyorum..Allahım yardım et yakışmıyor yakışmıyor.. Teravihe gittiğimde her bir kelimesini anladıgımdan biliyorum ki imtihanım farklı olcak.. beri evet büyük bir yük var anlıyorum ama sindiremiyorum galiba.. duaduaduaduaduaduaduaduaduaduaduaduaduaduaduaduaduaduadua.. :/

çirkinolabilirsinizamasivilceyesiyahnoktayahayır! :*




8 Eylül 2012 Cumartesi

BEN DEĞİLİM BAŞKASI..

Annem rahatsız bugün diğerlerinin işleri oldugundan dışardalardı.Her neyse akşam için bikaç yemek yapmak lazımdı annem ne dese begenirsiniz? '' Diğerleri olsaydı yaptırırdım yemeği!''


  •   bişey yapılcak mı diye soran ben değildim..
  •   bu yaşıma kadar çok becerikli olmasamda çocuk oldugumu bile   unutarak abla kimliğiyle yaşayan ben değilim
  •    10-11 yaşlarımda sen evde yokken 2 kız kardesine de bakan ben değilim
  •    sen her ne zaman yetişemezsen ardından gücü yettiğince ev işlerine yardım eden ben değilim
  •    sen başkalarının meseleleriyle haşır neşir iken kendi çocuklarını unutabilen anneye onlarla daha fazla ilgilenme gerekir diyen ben değilim..
  •    ikimizin de hasta oldugu bir gün kalkıp yemek hazırlayan ben değilim..


uff! evet çok alındım! Diğer kızlarını yere göğe koyamıyorsun anladım ama ben de onlar küçükken hep yanındaydım.Kocaman oldum ve yemek yapmayı tam bilmiyorum ama netten bakıp yapabiliyorken benim yapmamı istemeyen sensin.

 Güvenmiyorlar farkındayım..
  Verilen ödevi zamanında getiririp getiremeyecegime
  Yaptığım yemek yenir mi ziyan mı olur diye düşünenlere
  Buluşma için söz verdiğim arkadaşımın sen gelmeyecek gibisin sanki demesine
  Annemin diğerleri olsaydı yemek yaptırırdım demesine
  Hazırladığım portfolyoyu sen mi yaptın bunu diye şaşıran hocalarıma
  Oha bu notu sen mi aldın diyen kıskanç arkadaşlara
  Evlenmediğim halde sen kimseye yüz vermezdin evlenmişsin diye dedikodu yetiştiren lise arkadaslarıma

KIZ-GI-NIM!! Güvenmeyen siz misiniz yoksa güvenilmez olan ben miyim? 

3 Eylül 2012 Pazartesi

ANSİKLOPEDİMİN POLYANNA CEPHESİ


 Verdiğim o büyük aradan sonra tekrar yazmak biraz garip gelse de yazmaya çalışacagım..Saçmalasam bile.Biliyorum ki yazdıkça açılacagım.Farklı olsun istiyorum çok fazla özelimden bahsetmeden hakkımda bulmaca çözdürmek istiyorum :)
Her neyse güncecim şu yaz okulunda arta kalan minnacık tatilimde hiçbir şey yapmıyorum.Evdeyim, daha çok odamda..Ya ayna karşısındayım ya cok okumak istediğim kitaplarımın karşısında ya da sevdiğim blogerların sayfasındayım..

 Uyuyorum uyuyorum uykumu alamıyorum.. Doyumsuzum sanırım..Sadece uyku konusunda degil her konuda biraz öyleyim sanırım.Doyumsuzluk biraz acımasız bir ifade aslında tek hissettiğim tutku..Ben tutkularımla yaşayan biriyim ve çok hayal kuruyorum.Uyumadan önce ya da boş kaldığım her fırsatta beynimin bana sergilediği o hayal filmlerini izlemekten bunalıyorum bazen.Dur,sus dinlenmek istiyorum desemde benim yaramaz beynim ve bilinç altım elele verip halay cekmeye devam ediyor..

Hayal kurmak zihnimizi geliştiriyormus ama ben bazen öyle kapıldığımı hissediyorum ki içinde oldugum zaman ve mekandan soyutlanıyorum ve esas problemlerim havada kalıyor,çözümsüzce.. Neden mi çünkü hayal dünyamdan baktığımda onların hiçbirini göremiyorum..Tıpkı lensim gözlerime batıp çıkarmak zorunda oldugumda masamın üstündeki lens kutumu göremeyip %10 kör oldugumu farketmek gibi..Lens varken sorunum yok gibi ama çıkarmak zorunda oldugumda 'sen bu poşetten naylondan baktığın dünyayı naylondan görüyorsun kızım!' diyorum kendime..Poşet görüntünün ardındayken göremediğimi unutuyorum,sanki herşey çok mükemmelmiş gibi geliyor..Hayal dünyasından gerçeklere döndüğüm o kısacık vakitler beni korkutuyor..
Her nekadar beni tanıyanlar çok realistsin deselerde aslında benim hayattaki tek rolüm Polyanna..